Kahire’nin bakış açısından Mısır-Türkiye normalleşmesi – Shahira Amin | Atlantic Council

Atlantic Council’in kıdemli uzmanları Mısır-Türkiye ilişkilerinde son dönemde yaşanan iyileşmeyi değerlendiriyor. Aşağıda Kahire’den bir perspektif yer alıyor. Ankara’dan bakış açısı için buraya bakınız.

Shahira Amin’in 11 Nisan 2023’de Atlantic Council için kaleme aldığı makalesine buradan erişilebilir.

On yıl boyunca kopan ilişkiler ve tırmanan gerginliklerin ardından Mısır ve Türkiye, birkaç yıl önce bazı gözlemciler tarafından hayal bile edilemeyeceği düşünülen bir yakınlaşmaya doğru ilerliyor. İlişkilerdeki bu çözülme son olarak Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 18 Mart’ta Kahire’ye yaptığı ziyaretle sembolize edildi.

Ancak asıl dönüm noktası Kasım 2022’de Katar’da düzenlenen FIFA Dünya Kupası açılış töreninde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa bir süre için bir araya gelerek kamuoyunda büyük yankı uyandıran bir tokalaşma gerçekleştirmeleri oldu. Bu, eski rakipler arasındaki düşmanlıkların sona erdiğinin işaretiydi. Şubat ayının ilerleyen günlerinde Mısır’ın üst düzey diplomatı Sameh Shoukry (Şükrü), Türkiye’nin güney ve orta kesimleri ile komşu Suriye’yi vuran ve on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan büyük depremlerin ardından dayanışma ve destek sunmak üzere Türkiye’nin güneyindeki Mersin şehrine gitti. Bu jestler yıllar içinde artan güvensizliği ve düşmanlığı onarmak için gerekliydi.

Mısır ve Türkiye arasındaki ilişkiler 2013 yılında, aynı yıl Kahire tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanan İslamcı hareket Müslüman Kardeşler’den gelen Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesinden sonra bozuldu. Türkiye’nin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) önemli bir ideolojik müttefiki olan Mursi, daha sonra Türk siyasetçiler tarafından “darbe” olarak kınanan ordu destekli kitlesel protestolarla devrildi. Bu noktadan sonra Kahire ve Ankara arasındaki ilişkiler kötüleşti ve iki taraf karşılıklı suçlamalarda bulunmaya devam etti.

İki ülke arasındaki gerilim 2020 yılında tırmanarak, Türkiye’nin Libya’daki iç savaşa askeri müdahalede bulunmasının ardından tam teşekküllü bir askeri çatışmaya dönüşme tehdidiyle karşı karşıya kaldı ve bu hamle Mısır’ın ulusal güvenliğine açık bir tehdit olarak algılayan Cumhurbaşkanı Sisi’nin tepkisini çekti. Sisi, 22 Haziran 2020’de Libya sınırına yakın Batı Çölü’ndeki bir askeri üssü ziyareti sırasında Mısır ordusuna “ülke dışında herhangi bir görevi yerine getirmeye hazır olmaları” emrini vererek Ankara’ya Mısır’ın Batı sınırını savunmak için askeri güç kullanmayı düşündüğüne dair açık bir mesaj verdi. Sisi’nin tehdidi, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Otorite Hükümeti (UMH) güçleriyle birlikte savaşan Türkiye destekli Suriyeli paralı askerlerin, Kahire’nin desteklediği Libyalı General Halife Hafter liderliğindeki muhalif birliklerin doğuya doğru ilerleyişini durdurmayı başarmasının ardından geldi.

Sisi, geniş petrol rezervlerine sahip bir bölge olan doğu Libya’ya açılan bir kapı görevi gören stratejik orta Libya kentine atıfta bulunarak “Libya’ya yapılacak herhangi bir askeri müdahale kendini savunmanın meşru bir yolu olacaktır çünkü Sirte Mısır için kırmızı çizgidir” uyarısında bulundu. Mısır sınırından 1,000 km (yaklaşık 621.37 mil) uzaklıkta bulunan Sirte’nin kontrolünü ele geçirmek, yakındaki hava üslerine erişim anlamına gelecek ve Mısır’ın güvenliğine doğrudan bir tehdit oluşturacaktı.

Mısır medyası Mısır-Türkiye ilişkilerindeki yeni dönemi memnuniyetle karşıladı ancak Kahire diplomatik bağları yeniden kurma konusunda Ankara’dan daha az hevesli görünüyor ve temkinli davranıyor. Türkiye’de Mayıs ortasında cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacağı için Mısır yönetimi normalleşme için Türkiye’deki seçimlerin sonuçlanmasını beklemeyi tercih ediyor.

Siyasi anlaşmazlık Mısır ve Türkiye arasında son on yıldır güçlü bir şekilde devam eden ekonomik ve ticari ilişkileri etkilemedi. Ekonomik alışverişlerini siyasi anlaşmazlıklarından ayırmak her iki taraf için de faydalı oldu: Mısır’daki Türk yatırımları 2021 yılında tahmini olarak 2,5 milyar dolara ulaştı ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2007 ile 2020 arasındaki dönemde neredeyse üç katına çıkarak 2020 yılında 11,4 milyar dolara ulaştı. Elektronik, tekstil ve tıbbi malzeme gibi çok çeşitli sektörlerdeki Türk şirketleri, diplomatik anlaşmazlıktan etkilenmeden faaliyetlerine devam etti. Bununla birlikte, ilişkilerin ısınmasının, ticaret ve yatırımların daha da güçlendirilmesi yoluyla iki ülkenin zor durumdaki ekonomilerine olumlu yansıyacağı beklentisi yaygın.

Dışişleri Bakanı Şükrü ise Türkiye ile ilişkilerin yeniden başlamasını “Türkiye’nin Mısır’ın ilke ve hedefleriyle uyum içinde olduğunu gösteren gerçek adımlar atılması” şartına bağladı.

Kahire, Türk makamlarının Türkiye’de ikamet eden sürgündeki Müslüman Kardeşler üyeleri ve destekçilerine baskı yapmasını ve Mısır devletine karşı şiddet eylemlerinde bulunmakla suçlanan kaçakları iade etmesini istiyor. Ayrıca Mısır hükümetini şiddetle eleştiren İstanbul merkezli medya kanallarının kapatılmasını istiyor.

Kahire’nin bakış açısına göre Ankara yakınlaşma konusunda ciddi olduğunu göstermek için adımlar attı. Mart 2021’de Türk yetkililer muhalif kanalları Mısır Cumhurbaşkanı’na yönelik eleştirilerini yumuşatmaya çağırdı. Kısa bir süre sonra, Müslüman Kardeşler’e bağlı bir kanal olan ve Sisi’yi ısrarla eleştirmesiyle tanınan Mekameleen, merkezini “başka bir yere” taşıdığını söyleyerek İstanbul’dan yayınlarını askıya aldığını duyurdu.

Kahire’nin ilişkilerin normalleşmesi için öne sürdüğü bir diğer ön koşul da Türkiye’nin Libya’nın içişlerine karışmaması. Kahire, Mısır’ın tehdit olarak gördüğü Ankara destekli Suriyeli milislerin Libya’dan çekilmesinde ısrar ediyor. Ankara’nın bu talebi kabul etmesi pek olası olmasa da -Türkiye daha önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Ankara tarafından finanse edilenler de dahil olmak üzere tüm yabancı birliklerin Libya’dan çekilmesi yönündeki çağrılarına kulak tıkamıştı- Kahire’nin “aşırılık yanlısı milisler” olarak nitelendirdiği Suriye birliklerini geri çekerken önceki UMH’nin emriyle Libya’ya gönderilen Türk askeri danışmanların kalması gibi bir tür uzlaşmaya varılabilir.

Mısır’ın yıllarca savaş lordu Hafter liderliğindeki muhalif güçlerin yanında yer aldıktan sonra Trablus’taki yeni birlik hükümetine ısınması, Kahire’nin rahatsız edici bulduğu yabancı asker varlığı konusundaki gerilimleri yatıştırmak için Libya ve Türkiye ile gelecekte yapılacak görüşmelerin önünü açabilir.

Deniz sınırları konusunda tırmanan bölgesel gerilimleri yatıştırmak için çok taraflı görüşmelere de ihtiyaç var: Ekim 2022’de Libya’daki birlik hükümetiyle yapılan ve Türkiye’nin Libya açıklarındaki münhasır ekonomik bölgede petrol ve doğalgaz aramasına izin veren anlaşma, Kahire ve Atina’nın yanı sıra anlaşmayı “yasadışı” olarak nitelendiren diğer bölgesel hükümetlerin de protestolarına neden oldu.

Trablus merkezli GNU’yu hayal kırıklığına uğratan Mısır, iki ay sonra Aralık 2022’de Libya ile deniz sınırını tek taraflı olarak belirleyerek cesur bir adım attı. Bazı analistler bu kararın “Mısır’ın ekonomik çıkarlarını korumayı amaçladığını” söyledi.

Bölgesel bir enerji merkezi olma ve Avrupa ile Doğu Akdeniz pazarlarına önemli bir gaz ihracatçısı haline gelme hedefleri olan Mısır Türkiye ile enerji işbirliğinin geliştirmesini memnuniyetle karşılayacaktır. Bu nedenle Türkiye, Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na katılarak ya da en azından üyeleriyle ilişki kurarak bölgesel rakiplerini kazanabilir; bu da Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla olan anlaşmazlıklarını gidermek için önemli bir adım olacaktır.

Son olarak, Türkiye’nin Rönesans Barajı anlaşmazlığında Mısır ve Etiyopya arasında arabuluculuk yapma teklifi, Ankara’nın Kahire ile uzlaşma sürecini hızlandırabilecek bir zeytin dalı işlevi görebilir. İki Nil Havzası ülkesi arasındaki arabuluculuk çabalarına ciddi bağlılık, Kahire’nin Türkiye’nin Etiyopya ile bağlarının genişlemesine ilişkin endişelerini giderebilir – özellikle de Kahire ve ABD’nin Etiyopya hükümeti tarafından Tigray’deki isyancı güçlere karşı kullanılmasından korktuğu Türk silahlı insansız hava araçlarının Addis Ababa’ya satışı konusunda-.

Diğer taraftan, Etiyopya parlamentosu, hükümetin Kasım 2022’de Etiyopya’nın kuzey bölgesini yöneten solcu etnik parti ile ateşkes anlaşması imzalamasının ardından Tigray Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni ülkenin terör listesinden çıkarırken, hükümet ile Etiyopya’nın Oramia bölgesinde ülkenin en büyük etnik topluluğu için özerklik isteyen silahlı bir muhalefet grubu olan Oromo Kurtuluş Ordusu arasında gerilim yüksek olmaya devam ediyor.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye geçmişteki rekabetleri ve bölgesel nüfuz arayışını bir kenara bırakmalıdır. Bunun yerine Mısır ile olan köklü sosyal ve ekonomik bağlarını ve ortak tarihi mirasını kullanarak yeni ve verimli bir işbirliği dönemi başlatmalıdır. Bu hem iki ülkenin hem de bölgenin yararına olacaktır.

Shahira Amin, Atlantik Konseyi’nin kıdemli araştırmacısı ve Kahire’de yaşayan bağımsız bir gazetecidir. CNN’in Inside Africa programının eski bir katılımcısı olan Amin, aralarında Index on Censorship ve Al-Monitor’un da bulunduğu çeşitli yayın organları için devrim sonrası Mısır’daki gelişmeleri takip etmektedir.

Yazı işleri departmanı

İlgili Makaleler


Son makaleler